2012 iktidarıyla 13 yıldır ülkede görünen özgürlük yıkımı, Cumhuriyete karşı saldırı boyutunda sahnelenen oyunlar, bir rejim değişikliği hırsı isteğine tutunan yasak koyucu faşizanların emellerini besleyen misyonların çalışmaları; 1453 yılının 29 Mayıs Salı sabahı ile başladı dersek ne dersiniz?

Her şey böyle başladı. İlim ve bilimin ışığı ile Ayasofya'nın nurlu adanmışlığı da soyulup yağmalandı. Düşen dünya şehrinden geriye öyküler, efsaneler ve sonradan yıkılıp yok edilen yapılarıyla surları kaldı. Kazanılan ganimet içinde bilim ve ilmin ışığı hiç bir zaman bulunamadı. Var olanlarıysa umursanıp benimsenmedi. Bu yüzden kazananlar bu kentin hep yabancısı kaldılar. Işık batıya uçtu ve orada yeni bir çağ başlattı. Kentin yeni sahipleri hiçbir zaman kentin sahip olduğu ruh zenginliğini anlayıp ona erişemediler. Onlar için her şey söylenti, masal ve efsaneydi.

1919'la başlayan harekâtla yitirilen bilim ve ilimin ışığı bu ülke toprakları üzerinde yükselen Cumhuriyetin ışığı ile yeniden kazanıldı ve yeni bir kan, yeni bir kuşak Cumhuriyetle doğdu. Bu arada bazıları bu yenilginin külleri arasından efsanelere sahip çıktılar. Kentin gelecekte yeniden sahibi olacakları inancıyla örgütlendiler.