“Bu büyük hikâye anlatıcısının her kitabı bize sanatının şaşırtıcı örneklerini sunmaya devam ediyor... Avrupa’da hiç kimse bu kadar unutulmaz masallar anlatamaz.”
—Hermann Hesse
Gösta Berling, içkiye düşkünlüğü ve meslektaşlarından ayrılan davranışlarıyla genç yaşında görevden alınmış etkileyici bir papazdır. Bildiği düzenden uzaklaşmak onu boşluğa düşürmüştür. Yaşamın anlamını
kaybettiği, yolun sonuna geldiğini düşündüğü bir anda güçlü ve otoriter Margareta’yla karşılaşır ve bir anda tüm dünyası değişir. Demirhaneleriyle nam salan Ekeby’de, Napoléon Savaşları’nın birbirinden tuhaf karakterli gazilerini de barındıran bir malikâne, bu tükenmiş adama yuva olacaktır. Azametli Margareta’nın malikânesinde siyasi entrikalar birbirini izlerken, 1820’lerin İsveç kırsalının muhteşem kış güzelliği fonunda Berling’in ölüme, aşka ve kahramanlıklara meydan okuyan şiirsel ruhu, büyüsüne kapılan bir dizi kadını kendine çeker.
Selma Lagerlöf 1909’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan ilk kadın yazardır. Lagerlöf’ün adını dünya edebiyatının büyük yazarları arasına altın harflerle kazıyan ilk romanı Gösta Berling Efsanesi, 1924’te, aynı isimle Mauritz Stiller’in yönettiği, Greta Garbo’nun başrolde olduğu klasik bir filme de konu olmuştur.