“Yas, sevdiğimiz birinin varlığıyla ölümü arasında geçen, birlikte yaşadığımız zamana duyulan hasrettir.”
Ölüm, bir insanın görünür varlığının hayatını sona erdirmekle sınırlı değildir. Öyle ölümler vardır ki, aynı zamanda toplumsal varlığı da tahrip eder. Ülkemizde kolektif bilinç, bu ölümlere çeşitli atıflarda bulunur. Çünkü bu ölümler siyasi cinayetlerle, suikastlarla gelir.
Hedef seçilen kişilerin kimlikleri ve ortak özellikleri bir yana, her ölümün ardından yaşanan toplumsal süreç benzerlik gösterir. Ve bu ölümlerle amaçlanan etki yaratıldıktan sonra toplumsal yaşam yeni bir cinayete kadar akışına döner. Bu insanların neden öldürüldükleri, zaman zaman hukuki süreçlerle ya da toplumsal çalkantılarla gündeme gelir ve tekrar gider.
Bu ölümler, içinde yaşadığımız hız çağında, toplumun gitgide cılızlaşan hafızasında birer tarihsel olaydan öte yer edinememektedir. Çünkü fiziksel ölüm gerçeği, ölümü insanların zihinlerine yerleştirmek için yeterli değildir.
Gri Kitap, günümüzün duygu ötesi toplumunda, böyle bir ölümün geride bıraktığı bir kadının acısına, yasına tanıklık edebilmeniz için yazıldı. Kitapta anlatılan, ölümü, ölüm acısını kabullenmeye çırpınan bir kadının gri yas yolculuğu...