Neye benziyorum ben, utanmadan ve korkusuzca Bagşı diye çağırıldığım hâlde? Lama olarak çıplağım. Yine de her şey olacağına varıyor. Mesele şu ki pelerin, sutra, davul, çan, yağ kandilleri için kâseler ve geri kalan her şey içimde saklı. Zaman bunu gerektiriyor. Fakat nasıl ki tahtsız, taçsız krallar insanların bedenlerine hükmetmeye başladıysa, şavıdsız, aynasız şamanlar ve davulsuz, çansız lamalar da insanların ruhlarına hükmedecek.
Galsan Tschinag, etnograf titizliğiyle örülmüş biyografik üçlemesinin ikinci eseri olan Gri Yeryüzü’nde, değişim ve gelenekler arasında kalan çocukluğunu öykülemeye devam ediyor. Moğolistan’da yaşayan Altay Tuvaları’nın kültürüne ve geleneklerine dair ayrıntılı tasvirlerin, rejimin soğuk yüzüyle iç içe örüldüğü bu eser, Şamanlar’dan çalınanları ve onların nasıl “çıplak” bırakıldığına dair arka planı sarsıcı öykülerle anlatıyor. Tschinag, öykülerle rejimin ideolojisini ve Şamanlığı bir zıtlık olarak ortaya koyarken, sosyalizm dönemine ait siyasi eleştirilerini ve bazen de alaylı hicivlerini kaleme almaktan sakınmıyor.
Yazarın ilk kitabı Mavi Gökyüzü’nün devamı olan Gri Yeryüzü VakıfBank Kültür Yayınları ayrıcalığıyla okurlarıyla buluşmayı bekliyor.