“Öğretmen mum gibidir, kendisi tükenirken etrafını aydınlatır.” Bu ifade kulağa hoş gelse de tehlikeli bir öğretmen algısının önünü açar. Yüceltilmiş, kendisine hep borçlu olduğumuz bir öğretmen profili, eğitim ortamının tartışılmaz başrol oyuncusu olan öğrencileri geri plana itmez mi? Buna bir de epistemolojik tutuculuk eklenir de öğretmeni, öğrencinin kulağını hakikati üfleyen bir bilge olarak tanımlamaya başlarsak sınıf nasıl bir yer olur?
“Hiçbir ideal, öğrencilerin beynini yıkamayı haklı çıkarmaz.” diyen Ira Shor, tek yönlü aktarımın ve öğretmen konuşmasının hâkim olduğu sınıf ortamının, toplumsal eşitsizlikleri ve adaletsizlikleri yeniden ürettiğini hatta güvence altına aldığını, başarısızlık ve yabancılaşma ürettiğini söylüyor. Güçlendiren Eğitim öğretmenle sınıf arasında etkileşimi ve ortak karar almayı öne çıkartan diyalojik eğitimi öne çıkarıyor. Ira Shor, Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi’nde geliştirdiği yaklaşımdan beslenen bu yöntemle öğretmene somut önerilerde bulunuyor.
Pedagoji Yayınları olarak ilk kez Türkçeye kazandırdığımız Ira Shor’un bu önemli kitabının eleştirel pedagoji tartışmalarına önemli bir katkı olduğuna inanıyoruz.
Güçlendiren eğitim bulunduğumuz yerden olmamız gereken yere doğru giden bir yoldur. Şüphenin ve zamanın topraklarından geçer. Yolun bir sonu eşitsizlikten ve yanlış eğitimden uzaklaşırken diğeri bizi eleştirel öğrenme ve demokratik söylemin ön saflarına getirir. Bu yolun izlenmesi kolay değildir. Mevcut durumdan tamamıyla farklı olan herhangi bir yer yakında değildir ya da ona kolay bir şekilde ulaşılmaz. Ama eşit olmayan koşullar ve toplumsal hayattaki çürümelere yönelik bildiklerimiz ve öğretmen konuşmasının ve öğrenci yabancılaşmasının diyalog ve eleştirel sorgulamayla yer değiştirmesi ihtiyacı göz önüne alındığında oraya gitme ihtiyacı kesindir.