“Başlarken her şarkı güzel, her şiir anlamlı, her renk büyülü ve her yol kutsal... Umut ve tutkuyla beslenen sevgi, en sıradan anları bile kutsanmış birer şölene çevirebilme gücüne sahip.” Peki ya sonra? Hayatın can sıkan gerçeklerinin üzerine serilen tozpembe örtüyü aralayıp baktığımızda gün yüzüne çıkanlar hiç mi rahatsız etmeyecek bizi? Göğe uzanan betonlaşmanın hüküm sürdüğü şehirde kardelenlerin, güvercinlerin, uçurtmaların peşine takılanların; bu dünyada yaşanması mümkün olan güzellikleri, iyilikleri, renkleri çoğaltmayı dert edinenlerin; maddenin, görselin, tüketimin ölesiye kutsandığı çağa inat; mananın, muhtevanın, paylaşımın yanında saf tutanların yaşam öyküleri Ali Bektaş’ın özgün anlatımıyla “Gün Yüzü” romanından sesleniyor okurlarına.