“ Artık geri dönemezdim. Göğsünü dolduran nemli saçlarını koklamak isteğiyle başımı ona yaklaştırdım.
Koluyla beni itti. Birden kızdım:
– Nalan, dedim, senden sadece bir fedakârlık istiyorum... Görüyorsun ki, yanıyorum...
– Kenan... Delisin... Normal değilsin... Seni mazur görüyorum... Fakat daha fazla ileri gitme!..
– Merhametin bu noktada kalıyor demek? Sonra bu haksızlığını anlayacaksın ve pişman olacaksın!..
– Sus Kenan!
– Susmayacağım... Tek bir kere benim olacak mısın?”