Petrol... Yüzyıllardır dünya politikasını şekillendiren, savaşlara yol açan, haritaların tekrar tekrar çizilmesine neden olan "kara büyü". Petrolün, yerin altında dururken de çıkarıldıktan sonra da siyaseti yönlendirici etkileri üzerine yapılmış en kapsamlı çalışmalardan birisi olan "Ham Güç: Petrol Politikaları ve Pazarı", kapsayıcı bir perspektif ürünü.."Batılı petrol ithalatçıları için yönetimdeki bir kişi ya da aileyle muhatap olup onu yoldan çıkarmak veya yönlendirmek, ulusal çıkarları savunan daha karmaşık temsili kurumlarla ilişki içinde olmaktan çok daha avantajlı olmuştur. Batılı güçlerin petrol ihraç eden ülkelerde demokrasiyi desteklememelerinin, aksine kendi petrol çıkarlarını her tehdit ettiğinde demokrasiye aktif olarak muhalefet etmelerinin nedeni budur.""Gelişmiş kapitalist ekonomilerde organize olmuş ekonomi çevreleri, devleti kendi politik amaçları için kullanır. Orta Doğu petrol ihracatçısı ülkelerde devlet, özel sektörü kendi politik amaçları doğrultusunda kullanır. Bu rantiye ekonomilerinin temel unsurudur...""... Sadece Suudi monarşisinin ayakta kalabilmesi değil, mevcut petrol ve silah alım politikalarının sürekliliği ABD’nin daha fazla çıkarınadır. ABD için, Suudi Arabistan’ın demokrasi ve insan hakları konularındaki geçmişini görmezden gelmek, düşük petrol fiyatları ve büyük silah satışları için ödenen çok mütevazı bir bedeldir..." "1990’lar boyunca Hazar bölgesindeki ve Orta Asya’daki petrol, ABD politikasında önemli bir rol oynamıştır... ABD’nin kazanacakları sadece bölge petrol ve gazına erişim değil aynı zamanda ticari ve politik konumdur. Eylül 2001 saldırılarının ardından Afganistan aleyhine sürdürülen kampanya ilk olarak ABD’nin Orta Asya’da, Özbekistan’daki askeri varlığına imkân vermiştir... Orta Asya petrolü ve doğal gazı ABD’yi Afganistan’da bir pozisyon almaya yönlendirmiştir."