Kendi Kuyruğunu Yiyen Yılan
Haset aslında gizli bir has(r)et olabilir mi?
Haset ve rekabet sadece keskin ve yıkıcı yönleriyle mi yaşanır? Yoksa rekabet ivme kazandıran bir duygulanıma, haset ise ilham kaynağına dönüşebilir mi?
Bu kitap haset ve rekabetin yıkıcı dışavurumları kadar, ivme kazandıran ve geliştiren yönlerini de ele alıyor; bu güçlü duyguların psikanalitik kuramlarını, bireysel nedenlerini, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıkları, bilinçli ve bilinçaltı savunmalarını tanımlayarak onların daha anlaşılır ve yönetilir hale dönüşmesini amaçlıyor.
Yazarın kullandığı ‘kendi kuyruğunu yiyen yılan' Ouroboros simgesi, haset ve rekabetin ikili doğasını yansıtıyor. İnsan, bu yılan misali kendi kendini yiyip bitirebileceği gibi, Ouroboros'un aynı zamanda simgelediği dönüşüm, devinim, bütünlenme, kendine yetme gibi olumlu özelliklerin ortaya çıkmasını da sağlayabilir.
Sonuçta yazar, haset ve rekabetin yarattığı enerjinin kişiyi aşağıya çekmek, yiyip bitirmek yerine, onun gelişimini destekleyen bir itici güç olabileceği savıyla okura bir yol haritası veriyor.