“Okumanın Tarihi”, “Geceleyin Kütüphane”, “Kelimeler Şehri” gibi kitaplarıyla dünya çapında bir okur kitlesine kavuşsa da kendini her şeyden önce bir okur olarak tanımlayan Alberto Manguel, Covid-19 pandemisinin ilk yılında İsviçreli gazeteci Sieglinde Geisel’e verdiği söyleşide hayatında ve okurluğunda rol oynayan her şeyi içtenlikle anlatıyor: Sıra dışı anne ve babasını, ona Alman kültürünü tanıtan dadısı Ellin’in damgasını vurduğu çocukluğunu, anne babasının memleketi Arjantin’le olan ikircikli ilişkisini, hayatı boyunca yoldaşı olmuş yazarlarla kitapları, Mondion’daki artık efsaneleşmiş kütüphanesini nasıl kurduğunu ve nasıl kaybettiğini, geçirdiği felçten sonra konuşma yetisini nasıl yeniden kazandığını, kukla yapma hobisini…
“Hayali Bir Hayat”, Alberto Manguel’in kelimelerden inşa edilmiş dünyasına ve bu dünyanın kaynaklarına samimi bir yolculuk.
“Manguel’i okumak, bilge, kozmopolit bir dostla şehirde bir gezintiye çıkmaya ya da beraber telaşsız bir yemek yemeye benziyor.” The Economist