Tükenmiştim… Neredeyse yaşamaktan dahi vazgeçmek üzereydim. Zaten yıllardır gitmeyi arzuladığım bir yer vardı beni çeken… Sanki gerçek yuvam…
Buraya ait değildim.
O hâlde, bu dünyada ne işim vardı ? Her şeyin ve hemen hemen herkesin bana yabancı olduğu bir dünyada… Çoğu kişiyle aynı dili bile konuşmuyorduk…
Hayatımda neşeden eser kalmamıştı. Yıllardır kendimi sevdiklerime ve işime adayarak yaşamıştım.
Bunun bir tuzak olduğunu farkettiğim andan itibaren ise, kendimi kendime, yani hakikate adadım…
Evet, adamak… Neye, kime, ne uğruna ?.. İşte can alıcı nokta burası… Ve şimdi belki de senin kendini neye adadığını tespit etmek zamanındır… Ve belki
yepyeni bir sen için yönünü değiştirmek zamanı…
Huzura ve gerçek aşka doğru…