Latin edebiyatının en verimli yazarlarından biri olan Ovidius’un Heroides adlı şiiri, Antikçağ Mitolojisi’nin ünlü kadın kahramanlarının sevgililerine yazdıkları hayali aşk mektuplarından oluşan türünün ilk örneklerinden biridir. Âşık oldukları erkekler tarafından aldatılmış, terk edilmiş, hatta sırf bu yüzden canına kıymış mitolojik kadınların kendi masallarında duygularını ifade edememelerinden ötürü yaşadıkları çaresizlik, Ovidius’un kaleminde birer mektuba dönüşünce, Antikçağ’ın aldatılan kadınının sessizliği de böylece bozulmuş, zamanında söylenemeyenler, çekilen ıstıraplar, evhamlar, korkular, kaygılar, nefretler, öfkeler, ama her şeye rağmen yüreklerde hâlâ sımsıcak olan aşklar dile gelmiş ve Latin Edebiyatı’nın gürül gürül akan ırmaklarına karışıp günümüze değin ulaşmıştır. Eserdeki duygu selinin yoğunluğu o kadar derin ve aslında o kadar evrenseldir ki, günümüz insanı bu mektupların birinde ya da herhangi bir dizesinde mutlaka kendi ruhuna ait bir haykırış bulacak, kendine bile itiraf edemediği en uç, en zıt duygularıyla yüz yüze gelecektir.