İlk kitabımdan sonra aldığım geri dönüşlerin ardından, yazmanın bana ve ulaşabildiğim insanlara ne kadar iyi geldiğini gördüm ve sevdim bu işi.
Ve devam ettim: Aklıma ne geldiyse kısa kısa sıraladım; aldığım dersler, gittiğim kurslar, yaptığım seyahatler, konuştuğum insanlar, tanıştığım yeni fikirler hep bana önder oldu, kapılar açtı ve yol gösterdi yaşadıklarım. Hiçbir şeyden çekmedim kendimden çektiğim kadar; saflığım, naifçe inandıklarım, çok çabuk kanan çocuk ruhum, kolayca kırılabilen minik kalbim beni olgunlaştırdı, büyüttü; beni şimdiki ben yaptı.
Başıma gelen her şerr'i hayır'dan saymayı, tevekkül etmeyi, düşünce gücünün nelere kadir olduğunu, akışa bırakmayı, affetmeyi ve yaş almanın şahaneliklerini öğrendim.
Düştüm, kalktım ve hayatı her aşamasında hep çok sevdim.
“Erkeği toklukta, kadını yoklukta, evladı yaşlılıkta, kardeşi mirasta, arkadaşını yolculukta, dostunu zor durumda tanırsın;” demiş atalarımız. Şükür, hepsini tanıdım.
Hem kendim hem de sizin için yazdım. Omuzlarınızdan bir parça olsun yük alabilmek, en dipteyken bile yükselebileceğinize inandırmak, kaybolmuş hissedenlere pusula olmak ve tüm samimiyetimle, her şeyin çok daha güzel olduğu bir dünyaya dair içinizi umutla doldurabilmek için yazdım.
Umarım keyifle okursunuz; umarım kelimelerin gücü sayesinde, aynı frekansta sevgiyle buluşuruz.
Ümit Orman