“1856-1908 arası ‘dîn ü devlet’ kaygısı ‘muhacir’ politikasını belirlerken; 1912- 1923 arası ‘mülk ü millet’ kaygısı ‘mülteci’ politikasını; 1923-1998 arası ‘millet ve devlet’ kaygısı ‘göçmen’ politikasını ve 2011 sonrası ‘mülk ve din’ kaygısı ise ‘sığınmacı’ politikasını belirledi.”
1856-1908 arası göçen Türk, Tatar, Çerkes, Nogay, Boşnak, Gürcü ve Girit müslümanlarına yönelik Osmanlı politikasını ele alan Hicret, Dîn ü Devlet, göç yönetiminin, bu ülkede devletin modernleşme sürecinin kilit bir parçası olduğunu gösteriyor. Kırım, Kafkasya ve Balkanlar’dan gelen göçler; Müslümanların İslâmın hâkimiyetindeki topraklara sığınmasını anlatan “hicret” kavramının çerçevesi içinde, bir yandan da göçmenlerin etnik “cinslerine” göre kaydedildiği bir rejime evriliyor. Dönemin göç rejiminin, boş arazileri muhacirlerle “şenlendirmekten” öte, muhacirleri, kendi üretim olanaklarını geliştirmeye sevk eden iktisadi bir boyutu var. Müslüman nüfusu artırma önceliğiyle ve doğrudan doğruya bununla bağlantılı askerî boyutu var. Batı’yla ve Rusya’yla ilişkiler üzerinden, önemli bir uluslararası siyaset boyutu var.
Fuat Dündar, modern Türkiye’nin oluşumunda nüfus siyasetinin belirleyici önemini gösteren incelemeler zincirine bu kitapla değerli bir halka daha ekliyor.