Dünyanın yaşayan en önemli tarihçilerinden biri olduğu kabul edilen Quentin Skinner, insan özgürlüğünün doğasına dair iki rakip teoriden söz ediyor bu çalışmasında. İlki, Rönesans İtalyası’nda boy veren, Roma kökenli cumhuriyetçilik geleneğidir. Diğeri ise Hobbes’un başını çektiği ve bugün hâlâ yaygın biçimde tartışılan itirazdır. Buna göre, İngiliz İç Savaşı boyunca temellendirilen radikal ve parlamenter iddialar insan özgürlüğü tartışmasının temel harcını oluşturur. Buradan hareket eden Skinner, Hobbes’un siyaset teorisine sadece genel bir fikirler dizgesi olarak değil, yaşadığı çağın ihtilaflarına müdahil olmak için yararlandığı polemik bir gereç olarak da yaklaşıyor. Ayrıca, siyaset felsefesinin başat yapıtlarından Leviathan’ın Hobbes’un ahlak kavrayışında nasıl bir değişime karşılık geldiğini de incelikle irdeliyor. Sayısız Hobbes yorumu arasında güncelliği, kapsayıcılığı ve belagatiyle sivrilen bir tartışma.