Bu dava dosyası, zamana karşı işlenmiş bir suçun belgesidir. Dosyadaki her bir iddiayı tersine çevirince, gerçeğin kendisiyle karşılaşırız. Suçlayan suçludur, bile isteye kötülüğe niyet etmiştir. Suçlananlar ise masumdur. Suçlananlar sözün, düşüncenin ve özgürlüğün sesi olarak buradadır. Onların adları, yalnızca sanık olarak değil, satır aralarında acı çeken, direnen ve söze sahip çıkan bireyler olarak belirir.
Devletin sayfalar, evraklar, yazışmalar boyunca dur durak bilmeden yayılan sesi, içimizde gerçeğe duyulan özlemi canlandırır. Romanlarda ve filmlerde dramatize edildiği biçimde, uğruna bedeller ödenen bir özlemdir bu. Gazeteciler bu özleme değer verir ve ona dair her şeyi haber yaparlar. Ne haberin sansüre uğraması ne gazetenin baskına uğraması ne de yazarların gece yarısı gözaltına alınması gerçeğin ruhunu yok edebilir. Dava belgeleri suçtan ve suçludan söz ederken anlarız ki burada asıl konu, gerçeğin ta kendisidir. Gazeteciler bunun değeri için kalemlerine sahip çıkarlar.