Ey sultan! İnsanın kalbinde marifet ve itikattan olan her şey imanın köküdür. İnsanın yedi uzvunda adalet ve itaatten doğan her şey imanın dalıdır. Dalın zayıf olması kökün zayıflığına işarettir. Böyle bir dal ölüm anında payidar olmaz ve düşer. Amel, imanın belirtisidir. İmanın dalı olan ameller haramlardan uzak durmak ve farzları yerine getirmektir. Bu da iki kısımdır. Biri seninle Cenab-ı Hak arasındadır; namaz, oruç, hac ve zekât gibi...
İçkiden sakınmak, haramdan uzak durmak da böyledir. Diğeri seninle insanlar arasındandır; adaleteri ayet etmek, zulümden sakınmak gibi... Cenab-ı Hak ile aranda yapmakta mecbur olduğun asıl şey O’nun emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmandır. Sen güvendiğin bir hizmetçinde ne ararsın? O zaman Rabb’ine karşı görevlerini unutma. İnsanlarla arandaki muamelelerinde daima kendinin bir vatandaş, başkasının da sultan olabileceğini düşünerek hareket et. Bil ki seninle Cenab-ı Hak arasında olanlar affa daha yakındır. Fakat insanlara zulmedersen bu hak kıyamette senden asla kaldırılmaz ve tehlikesi büyüktür. Adalete riayet etmeyen hiçbir sultan, bu tehlikelerden kurtulamaz.