Göç tarihidir çocukluğum
Orda burda ne varsa cebime doldurdum
Irmaklardan Arpaçay’a
Tepelerden Nemrut’a
Yürek kentim İstanbul’a
Ne kadar yolcu varsa tanıdım
Gözlerimiz aynıydı ellerimiz aynı
Baktık ve dokunduk
Dengbejlerin hayal çıkınında taşıdıkları dağlar gibi
Dervişlerin hırkasında yangın
Ozanların telinde acı
Sorsalar unutulmuş insan eskiziyim
Ölüm oruçları günlerinden bu yana
İçime konuşmaktan yoruldum
Dağlarda ışıldayan mavzerliğim gideli çok oldu