Hepimiz içimizde bir mücevherle doğarız. Sahip olduğumuz en değerli şeydir o; varoluşumuz, gerçek benliğimiz, özümüzdür. Ama yaş aldıkça, dünya bizi içimize değil dışarıya bakmaya teşvik eder. Kendimizi başkalarının gözünden görürüz. İşte böylece içimizdeki mücevherle bağlantımız kopmaya başlar. Yitirdiğimiz o özel cevheri tekrar bulmak bir ömür sürebilir. Ancak onu uzaklarda değil içimizde ararsak,bu yolculuk pek çok başka keşfin kapısını aralayabilir.
İçimizdeki mücevhere sahip çıkmak ve parlatmak, ne kadar değerli ve sevilesi olduğumuzu tekrar anımsatır bize. Artık hayatın inişli çıkışlı yollarında yalnız yürümeyiz; çünkü mücevherimiz, gerçek benliğimiz, özgürlüğümüz hep bizimledir.