İkinci Yeni, sürgünde kurulmuş bir şiir meclisi gibidir. Sürgünde hükümet kurulur ama İkinci Yeni hükümet olsa başkanlık yapacak şair bulunmayacağı için, meclis demek daha uygun düşer.
İkinci Yeni’nin sürgünü, şaşırtıcı değildir. Çoğu şiirin başına gelir. Her şiir değil ama İkinci Yeni gibi “zamanının ötesinde” olan şiirler, kendi dilinin toprağında sürgüne giderler. Üstelik kendi ilinde, kendi dilinde sürgüne gitmektir bu.
Şiirin sürgünden dönmesi de tıpkı onun çocukluk arkadaşı, sonra da yoldaşı olan insanın sürgünlüğü gibidir, uzun sürer. İkinci Yeni şiirinin sürgünden dönmesi için de iki kuşak geçmesi gerekmiştir. 1960 ve 1970 şiir kuşaklarının ardından gelen 1980 şiir kuşağını beklemiştir.
1980 aslında şiirin topyekün sürgüne gönderildiği yılların başlangıcıdır. Ama sürgündeki göçmen dayanışması gibi, dilin göçmeni olan şiirler de birbirleriyle tanışmış, yakınlaşmış, kaynaşmış ve aradan geçen uzun yılların ihmalini gidermek için daha derine dalmışlardır.
İkinci Yeni Neyimiz Olur, diye soruyor Haydar Ergülen ve bu sorunun cevabını da yine kendisi veriyor: “İkinci Yeni bizim çok şeyimiz olur. Her şeyimiz olur. Abimiz, hocamız, dostumuz, arkadaşımız olur.”