Annem saçlarımı bile örmüyor artık. Babamla yalnızlıklarına çekildiler. Birlikte ve ayrı ayrı. Kalorifer borularıyla dolu bu sımsıcak şehir odasında, kullanılmayacak ucuz likör kadehleri, deterjan adları, koca bir buzdolabı, transistörlü radyo ve çöp kokuları arasında ufaldılar. Biliyorum, akşamları kapı önlerine birikip eski konuşmaları sürdürmeler, türkü çığırmalar, oya işlemeler bile geçirmiyor bu küskünlüğü. Buralı değiliz. Babam, eski babam değil. Annem saçlarımı bile örmüyor.
İpek ve Bakır, Tomris Uyar’ın 1965-1970 yılları arasında yazdığı on yedi öyküden oluşan ilk kitabı. Sonraki yıllarda daha da keskinleştirerek işleyeceği temaların ilk örneklerini gösteren bu kitaba yıllar sonra dönüp baktığında şu yorumu yapıyor yazar: “Bu yaşta tıpatıp öyle yazmazdım onları belki; biraz daha mı damıtırdım, bazı sözcükleri mi değiştirirdim yoksa biraz daha deneyim yükleyip o genç-öyküyü yokuşa mı sürerdim bilemem. Zaten hepsinin altına imzamı gönül rahatlığıyla bugün de atabileceğime göre fark etmez.”