Amerika Birleşik Devletleri’nin işgali öncesi Irak’ın yoksul bir diktatörlük yapısından refaha, çok kültürlü liberal bir demokrasiye, istikrarlı bir ekonomiye ve bölgede model bir ülkeye dönüşeceği beklentisi ve söylemi hâkimdi. Ancak günümüzde Irak bölgede model bir ülke olarak gösterilmekten çok devlet yapısında değişiklik olması beklenen Orta Doğu ülkeleri için olumsuz bir örnek olarak gösterilmektedir. Bazı Orta Doğu Devletleri’nin, devletin çökmesinin ardından, neden başarılı bir şekilde yeniden yapılandırılamadığı sıkça sorgulanmaktadır. Bizce buna cevap bulmak için aralarında Irak’ın da bulunduğu Orta Doğu ülkelerindeki “zayıf devlet” özellikleri dikkate alınarak Birinci Dünya Savaşı sonrası bu devletlerin yapılanması ve uluslaşma süreci kendi iç dinamikleriyle incelenmelidir. Ardından bu ülkelerde oluşan otoriter devletlerin çökmesi ile birlikte yaşanan güvensizlik durumu ve çatışma süreci yine bu ülkelerdeki bir asırlık sorunlu miras ve politik-psikolojik yaklaşımlar bağlamında ele alınmalıdır. Bu çalışmada, Irak Devleti’nin 2003 yılından sonra yeniden yapılandırılma sürecinde yaşanan siyasi ilişkiler ve gelişmelerden yola çıkılarak yakın dönemde Libya, Yemen ve Suriye başta olmak üzere Orta Doğu bölgesinde otoriter devletlerin çökmesinin ardından neden yeniden sağlıklı bir devlet yapılanması gerçekleşemediği sorularına cevaplar sunulmuştur.