“Atilla Dorsay’ın Irkçılığı Gördüm, Tanıyorum kitabını okurken 1988’den günümüze kadar gelen yazıların tümünün bugün yazılmış gibi güncel olmasına şaşırdım. Sanki bir köşe yazıları derlemesi değil de ırkçı milliyetçiliğe karşı, günümüzde kaleme alınmış bir aydın manifestosuydu okuduğum metin... 1990’ları, 2000’leri, 2010’ları hatırladım. Yazarın ırkçı-şoven milliyetçiliğe her dönem, her koşulda tavır alışına saygı duydum; öte yandan, ülkemizdeki hâkim zihniyet olan ırkçı-milliyetçi çizginin onlarca yıl boyunca değişmemiş olduğunu düşündükçe de kederlendim.
İdeolojik saplantılardan, siyasal tarafgirliğin öznel bakışından arınmış gerçek bir demokratın; ayrımcılığa, milliyetçi aşırılıklara, başka ırk ve milletleri aşağılamaya, farklı düşünenleri yıpratmaya karşı hem uyarı hem de mücadele yazıları bunlar... Mücadele dedimse, sesini fazla yükseltmeyen, dövmeye değil anlatmaya çalışan, çifte standart gözetmeyen, sözünü yumuşak bir üslupla ama cesaretle söyleyen Dorsay tarzı bir mücadele…
Irkçılığı Gördüm, Tanıyorum bir yazılar derlemesinden ibaret değil; ırkçı milliyetçiliğin bütün dünyada ve ülkemizde kabardığı şu günlerde; ötekileştirme, farklı olana düşmanlık, ayrımcılık, yazarın bir virüs olarak tanımladığı faşizm ve şoven milliyetçilik konularında kendimizi sorgulamamıza da imkân veren, ‘Irksal milliyetçiliğe karşı tavır almamız’ gereğini hatırlatan, tam zamanında yayımlanmış güncel bir kitap.”
Oya Baydar