İrlanda’ya bir gemiyle geldi. Onunla birlikte yirmi dört erkek ve yirmi dört kadın geldi. Ama o zamandan önce İrlanda’ya hiç kimse gelmemişti ve dünyanın batı kesimlerinde hiçbir insan yaşamadı ya da var olmadı. İrlanda’yı denizden çizdiğimizde, ülke bitmeyen bir orman gibi görünüyordu. Gözün alabildiğine ve hangi yönde olursa olsun ağaçlar vardı ve bunlardan kuşların bitmeyen cıvıltıları geldi. Bütün bu toprakların üzerinde güneş sıcak ve güzel parlıyordu, denizden yorgun gözlerimize, rüzgârdan ıstırap çeken kulaklarımıza sanki Cennet’e gidiyormuşuz gibi geliyordu...”