Fıkıh, insanın Allah’a, kendisine, diğer insanlara ve doğaya dönük her türlü davranışını düzenleyen, çok geniş bir normatif yapıdır. Hiçbir beşerî davranış, fıkhın düzenleme alanı dışında değildir. Kaynağını vahiyden alan bir kurallar bütünü olarak fıkıh, temel amacının da bir gereği olmak üzere, kişilerin Allah’a karşı yükümlülüklerini ve onların toplumsal yansımalarını öncelikle konu edinir. İslâm’da kişilerin niyetlerine bağlı olarak yasaklanmamış her bir davranışın ibâdet değeri kazanması mümkün olmakla birlikte, salt ibâdet olarak nitelediğimiz davranışların başka hiçbir gerekçesi ve amacı olmaksızın yalnızca Allah için yapılmaları gerekmektedir. Şu kadar ki, yalnızca Allah için yapılmaları emredilen ibâdetlerin aynı zamanda ilave sonuçlar ya da ikincil amaçlar olarak toplumsal yararları da açığa çıkmaktadır. İslâm İbadet Esasları El Kitabın’da, ibâdetlerle mükellef her bir müslümanın zorunlu olarak bilmesi gereken hükümler, ilmihâl geleneği göz ardı edilmeksizin, fakat eserin yazılma amacı gereği belli bir akademik düzey de korunarak ele alınmıştır. Eserde ibâdetlere ilişkin hükümler incelenirken, hanefî yaklaşım hiçbir şekilde ihmal edilmemek kaydıyla, mâlikî, şâfiî ve hanbelî mezheplerinin görüşlerine de büyük ölçüde yer verilmiştir.
İslâm İbadet Esasları El Kitabı, öncelikle ilahiyat fakültelerinde okutulan İslâm İbadet Esasları dersinde öğrencilere yardımcı olmak amacıyla kaleme alınmıştır. Ayrıca eserin, ilahiyat fakültelerinin ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi eğitimi bölümlerinde zorunlu olarak okutulan Temel Dinî Bilgiler dersi ile ibâdetler fıkhına ilişkin diğer seçimlik dersler bakımından da işlevsel bir kaynak niteliği taşıdığı belirtilmelidir...