İnsan lüks otelde tatil yapıyor diye ya da pahalı bir tekneye sahip diye değil, kendini hayata ait hissettiğinde yaşar. Denize nazır mekânlarda raconuna göre eğlendiğinde yaşamaz kimse, mevsimleri fark ettiğinde yaşar. Lüks restoranda poz vere vere yemek yerken yaşamaz insan, tavadaki menemenin dibini sıyırmak için sevdikleriyle itiştiğinde yaşar. Ev almanın, araba sahibi olmanın, araba değerinde saat takmanın, pahalı mekânlara girip çıkmanın yaşamakla alakası yok. Yaşamak dokunmakla, koklamakla, sevmekle, sonbaharla, yazla, güneşle, yağmurla, gülüp ağlamakla, anlaşmakla ve anlaşılmakla ilgili bir şey. Basit şeyler istediğinde yaşarsın, olağan akışın parçası olabildiğinde... Diğerinin adı sadece paralı olmak. Para zenginlerindir; yaşamak ise isteyen herkesin, hepimizin...