Türkiye’de pek çok kavram gibi Jakobenizm de son derece keyfi ve öznel bir biçimde kullanılıyor. Liberal aydınlar Jakobenizmi anti-demokratiklikle eşdeğer kullanırlarken, İslamcı çevreler, anti-demokratik anlamına ilaveten, onu “din karşıtı” katı laik ya da seküler düşünce biçimlerini nitelemek amacıyla kullanıyorlar. Buna karşılık, “ulusalcı” ya da “ulusal sol” olarak nitelendirilen çevreler ise bu kavramı, olumlu anlamda kullanıyorlar.
Tartışan tarafların ortak noktaları, Jakobenizmi her halükârda Kemalizm ile ilişkilendirmeleri ve bu ilişkilendirmeyi Jakobenlerin Fransız Devrimi dönemindeki fikir ve eylemlerinden değil, kavramın sonradan kazandığı (“elitist”, “anti-demokratik”, “seküler” gibi) anlamları üzerinden yapmalarıdır.
Bu derinlikli çalışma, hem Jakobenizmi ve Kemalizmi hem de bu iki ideoloji arasındaki ilişkiyi (ya da ilişkisizliği) maddeci bir tarih anlayışıyla, sınıf mücadelelerinin bir sonucu olarak kavramaya çalışıyor.
“Bu kitap, Jakobenizm ile Kemalizm arasındaki ilişki üzerine yapılmış ilk ve en derinlikli bilimsel çalışma olma özelliğini taşıyor. Kitapta bu iki siyaset, belli bazı karakteristik özellikleri açısından kıyaslanıyor, benzerlik ve farklılıkları belirlenmeye çalışılıyor.
Ayrıca kitapta, Türkiye Burjuva Devrimi sürecinin düşünsel uğrakları ve kadrolarının siyasal formasyonuyla ilgili önemli bilgiler ve değerlendirmeler de yer alıyor. Gerek literatüre katkısı gerekse düşünce dünyamıza ışık tutması açısından bu değerli çalışmanın yayınlanması çok yerinde olmuştur.”
- Tülin Ongen