Sanatı izleyin, sanatçıları dinleyin, tepkilerinize güvenin.
Çağdaş sanat dünyasının labirentinde kılavuzunuz Küresel Sanat Pusulası günümüz sanatını çözmenize yardımcı oluyor.
Geçmişte, Goethe, Ruskin ve Clement Greenberg gibi yazar ve eleştirmenler sanat hakkında belirli fikirleri yaydılar, hatta bu fikirleri sanatçılara dikte ettiler. Ancak o dönemden itibaren sanatçılar isyan etmekteler. Artık sanatçılar ne mevcut bir teoriyi izlemek ne de belli bir kente gitmek zorunda hissediyorlar kendilerini. New York, Londra, Paris, Berlin ve Pekin, hepsi, sanat yapmak için harikulade yerler, ama hiçbiri dizginleri elinde tutmuyor. Küresel Sanat Pusulası’nda Alistair Hicks günümüz sanat dünyasında olan biteni tek başına hiçbir küratörün, eleştirmenin ya da sanat simsarının belirlemediğini ve belirleyemeyeceğini kanıtlıyor. Tam tersine; sanatçıların kendilerini dinleyerek sanat dünyasında yolumuzu çizmenin ne kadar heyecan verici ve faydalı olduğunu gösteriyor. Kıtalara göre düzenlenen ve Laure Prouvost (Fransa), Anri Sala (Arnavutluk), Gabriel Orozco (Meksika), Sandra Gamarra
(Peru), Cai Guo-Qiang (Çin) ve Nandan Ghiya (Hindistan) gibi birbirinden çok farklı sanatçılarla söyleşilerden alıntılar içeren Küresel Sanat Pusulası, bir yazarın çağdaş sanat dünyasındaki keşiflerinin kaydı ve bize en anlamlı, en çekici gelen sanata kendimizi bırakarak içimizdeki sanat pusulasını bulmamıza yardımcı bir manifestodur. Kitabının bu baskısı için yazdığı “Türkiye’deki Pusula” bölümü de dahil olmak üzere, Hicks’in çalışmasının sonuçları bize yirmi birinci yüzyıl sanatçılarının ilgilendikleri meselelerin çoğunlukla evrensel olduğunu gösteriyor: Sürekli hızlanan iletişim ağları küreselleşmeye direnişle dengeleniyor; pek çoklarına göre sadece bir meta olsa da sanat, yeniden canlandırma kabiliyeti olan bir araç aynı zamanda; ve medyanın sürekli genişleyen yelpazesine karşın sanatçılar genellikle daha geniş kitlelerle temas edebilecek ve hayatları daha iyiye doğru değiştirebilecek basit hikayeleri arayıp buluyorlar.