Ünlü askeri stratejist Carl Von Clausewitz “Savaş politikanın başka araçlarla devamıdır” diyerek savaşla barışın ne kadar ince bir denge üzerinde olduğunu ifade etmiş, aynı zamanda hem savaşta hem de barış dönemlerindeki diplomasinin hedefinin düşmana veya rakibe kendi iradimizi kabul ettirmek olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü savaş aynı zanda çarpışan iki iradenin kendi üstünlüğünü kabul ettirme mücadelesidir.
Günümüzde düşmana irademizi zorla kabul ettirmek için sadece bilinen anlamda (karşılıklı orduların çarpışması) savaş yürütülmemektedir. Özellikle II. Dünya savaşından bu yana savaşın artan maliyetleri hiçbir ülkenin tek başına altından kalkamayacağı boyutlarda yükselmiştir. Bunun sonucu olarak panzer tümenleri, topçu birlikleri, uçaklar, gemiler ve denizaltılar gibi enstrümanlar yerine daha farklı ve ucuz yöntemler savaşın yeni enstrümanları olmuştur.
Hibrit Savaş kavramının yazarları arasında olan Frank Hoffman, “Savaş sadece muharebeden ibaret değildir, hesaba sosyo-kültürel, tekno ekonomik ve jeopolitik boyutlar da katılmalıdır.” diyerek savaşın şiddet içermeyen önemli boyutlarını gözler önüne sermiştir. Hibrit savaşı oluşturan yöntemlerden biri de terör olmuştur.