Karadeniz'i ve insanının özelliklerini bilen, gözleyen kadın yazarlarımız bu coğrafyayı öykülerine taşıdılar. Karayemiş dalları, fındık dipleri, kömür vagonları, alabildiğine yeşil yamaçları ve köpüklü dalgalarıyla, bu yurdun denizi insanına, insanı denizine benzeyen kuzeyini anlattılar.
Yağmurda ıslanmış dar sokaklardan, rüzgarda salınan mısır tarlalarından, çağıldayıp giden derelerden geçtiler; geçtikleri yerlerden sesler, kokular getirdiler. Anılar yollara, yollar Karadeniz'e karıştı. Sevinci de öfkesi de başucunda duranları; seven, özleyen, çileyi "iş" bilenleri anlatan yirmi üç kadın yazarımız, öyküleriyle bu seçkide buluştu.
Kadın Öykülerinde İstanbul ve Ankara'dan sonra bu kitapta bir denizin kıyısından içeriye uzanan kentlerin; yağmurla bir olup toprağı yeşertenlerin, dik yamaçları "ekili", denizi "sevgili" kılanların öyküleri yer alıyor.