"Bizim dükkân 24 saat açık!" Ev kadınlığı, tatili, hastalık izni, emekliliği, mesai saati olmayan bir iştir. Ev dışında çalışanlar da dahil olmak üzere bütün kadınlar evde çalışırlar ve bu çalışmanın karşılığı yoktur. Çünkü ev işleri, kadın olmanın doğal bir parçasıdır. İşte bu doğallık, evde harcanan emeği görünmez kılar. Ev işlerinin "yeniden üretim" olarak etiketlenmesi de bu görünmezliği büyütür. Camları silmekle yemek yapmak, çocuklara bakmakla lavaboları ovmak aynı türden işler midir? Değilse, aradaki farkı nasıl kavramsallaştırabiliriz? Bu kavramsallaştırmayı kadınlar arasındaki farklılıkları tahlil ederken kullanabilir miyiz?Kadınların Sınıfı, toplumun temel düzenleyici ilkeleri olan sınıfın ve cinsiyetin gündelik yaşam içinde nasıl birbirleri üzerinden kurulduklarını araştırıyor. Kadınların hangi sınıftan olurlarsa olsunlar, sadece kadın olarak ezildikleri doğru olsa bile, bu ezilmenin onları kızkardeş yapıp yapmadığını sorguluyor. Sınıfsal farklılıkların cinsiyete birer "ek" olmanın ötesinde, kadınlığın kurucu bileşenleri olduğunu iddia ediyor ve bu iddiasını gündelikçiler ve ev hanımlarının ilişkisinde sınıyor."Bu kitap okurunu yöntemsel özeni ve kuramsal yeniliği ile ödüllendiriyor. Ücretli ev hizmetlerini cinsiyet ve sınıf temelli ayrımların ve eşitsizliklerin yaratıldığı, sürdürüldüğü ve bunlara karşı çıkıldığı gündelik pratikler içinde tahlil edebilmesi açısından da çerçeve kurucu ve ender bir çalışma. Aksu Bora kadınları eve bağlayan zincirlerin nasıl örüldüğüne ilişkin güçlü bir mercek sunuyor."-Gül Özyeğin-