Angela Y. Davis, ırkçılık karşıtı siyah özgürleşme mücadeleleri bağlamında ABD feminist hareketinin eleştirel ve karşılaştırmalı analizi ile başlar bu öncü çalışmasına. İlk olarak, beyaz feminist ve kölelik karşıtı hareketin sınıfsal ve ırkçı çelişkilerini maharetle gözler önüne serer. Bu çelişkiler hiç de sıradan değildir. Davis, ırkçılığın beyaz feminist hareket içerisine sızdığı oyukları çeşitli tartışma ve meseleler üzerinden teker teker ortaya çıkarır. Örneğin, Amerikan iç savaşı ertesinde, kadınlar için oy hakkı hareketi ile ırkçı güneyli siyasetçiler arasında, oy hakkının kadınlara tanınması ancak siyahların bu haktan mahrum bırakılması yönündeki ittifak bunlardan sadece biridir. Ancak Davis’in klasik niteliğindeki bu çalışması, birlikte yürütüldüklerinde mücadelelerin hedeflerine ulaştığını da gösteren deneyim ve örneklere doludur. Davis, siyah kadınların bazı talepleriyle hem beyaz kadınların hem de ırkçı baskı altında yaşatan diğer birtakım grupların taleplerinin ortakolduğunu; keza ırkçılığın farklı bir yüzünü tecrübe eden siyah erkeklerin de siyah kadınlarla birlikte aynı mücadelenin parçası olduklarını önemle vurgular. Davis’e göre, tahakkümün çeşitli yüzlerinin ötesine gidebilmek ve aralarında herhangi bir öncelik tesis etmeksizin mücadeleyi ırkçılık karşıtı feminist ve antikapitalist bir çizgiye çekmek gerekli olduğu kadar mümkündürde. Kadınlar, Irk ve Sınıf, tarihsel arkaplanı ve aktörleriyle (en baştada Amerikan siyah feminist hareketi öncülüğünde) bir bakıma bu türden bir deneyimin aktarımıdır.