Kağnı’daki öykülerin ilki hariç diğer on ikisi 1935-1936 yılları arasında yazılmış ve yayımlanmıştır. Sabahattin Ali’nin sistemle anlaşmazlıkları, çatışmaları ve hapishane yaşamı içinde mahkûmlardan dinledikleriyle ilişkili bu öyküler, onun dil ve anlatım bakımından ustalaştığının tartışmasız kanıtıdır.
“…Sinop Hapishanesi’ne gönderilmek üzere teslim edilecektim. Bunu okuyunca çöker gibi oldum. Bir deniz kenarında yapyalnız duran bir hapishane gözlerimde canlandı ve içinde bir tek bile tanıdığım olmayan o yalı şehrini düşündüm... ‘Gurbet hapishanesi!’ dedim...”