"Başdöndürücü bir rüzgâr esiyor etrafımızda. Kronolojik zaman alabildiğine hızlanmış, durmadan imge yığıyor önümüze. Her şey çok hızlı, o yüzden hiçbir şey kökleşemiyor. Yer tutmak çok zor. Çok sayıda doğru var, ama hiçbir doğru kişinin iç âleminde ruhu sükûna erdirecek yoğunluğa ulaşamıyor. Hepimiz buradayız ve bir orası yok. Köksüz, yurtsuz, kimsesiz, yalnız. Anne babalarımızdan dahi emniyet almadan..." Böyle diyor Kemal Sayar ve bir çağın, bir toplumun, bir kuşağın serencamını, açmazlarını, çözülme ve savrulmalarını ustalıkla irdeliyor. Akla ve ruha dokunan incelikli çözümlemelerin eşliğinde, hepimiz için, ‘kalbin direnişi‘ni merkeze alan bir çıkış yolu öneriyor. Neden mi? Çünkü, "sadece kalbi olanlar içlerindeki mucizeleri görebilir ve sadece kalbi olanlar kötülüğe karşı direnebilir."