Fakir bir mahalle de yoksunluklar içinde büyüyen Gallardo’nun hayattaki tek isteği ünlü ve zengin bir boğa güreşçisi olmaktı. O daha 12 yaşındayken veremden ölen kunduracı babasının izinden gitmesini, böylece tehlikesiz bir hayat sürmesini isteyen annesi onu bir kunduracının yanına çırak verir. Ama o işe gitmek yerine sağda solda aylaklık eder, amatör güreşçilerin peşinden giderdi. Onların kahramanlıkları onu heyecanlandırır, İspanya’nın belli başlı arenalarında boğa güreşçiliğine soyunmasına neden olurdu. Bu azmi onu Madrid’deki büyük yarışlara kadar sürükledi. Kısa zamanda tanınmasıyla etrafında artan meraklı gözler arasında aristokrat bir kadın olan Dona Sol’la tanışır ve âşık olur. Çocukluk aşkıyla evli olan Gallardo, bu kibar, kaprisli ve çelişik davranışlı ama bir o kadar da bilgili ve görgülü yasak aşkına yanlış davranmaktan çekinir. Karısını da yasak aşkını da seven bu boğa güreşçisinin en büyük aşkına yenilişini anlatan bu eser Ibañez’in 1941 yılında sinemaya uyarlanan yapıtlarındandır.
İspanyol yazar ve siyasetçi olan Vicente Blasco Ibañez’in uluslararası üne kavuşmasını sağlayan ve sinemaya da uyarlanan romanı Mahşerin Dört Atlısı ile Baharlar Açarken, Kan ve Kum, Fırtınadan Önce Şark eserlerinden bazılarıdır.