Kapadokya’nın benzersiz topoğrafyası bin yılı aşkın bir süredir insan eliyle şekillendirilerek dinsel, yaşamsal ve işlevsel mekanlara dönüştürülmüş ve dönüştürülmeyi sürdürüyor. Kayaya oyma bu yapıların kullanımında tanık olduğumuz süreklilik kaya oymacılığının teknik ve yöntemlerinde de karşımıza çıkıyor. Her şeyden önce kaya mimarisi bir kütleden başka bir kütlenin çıkarılmasıyla, yani alışılagelmiş inşaat sürecinin tersi yönde şekillenmektedir. Bu mimarinin taşıyıcı sistemi, duvarları, zemini, üst örtüsü, malzemesi ve yalıtımı oyulan boşluğu sınırlayan kayanın kendisidir. İşte kaya mekanların bu farkındalığından dolayı, hangi amaçla oyulmuş olduğunu çözümleyebilmek için öncelikle nasıl, kaç kişi tarafından ve ne kadar sürede açılmış olduklarını bilmek gerekmektedir.