Kaşkaylar, atalarının mirası olan geleneklerini, duyguları arasında hâle gibi korumuşlardır. Aile ilişkilerinin korunmasına riayet eden Kaşkaylar çocuklarını, son haddine kadar sütten kesilmemeleri, dallanıp budaklanana kadar ve ergenliğe ulaştığında ailesiyle olan bağlarının daha sağlam kalmaları için kadınlarına emanet ediyorlar.
Ulus halkı yabancılardan uzak dururlar ve yabancılarla sosyalleşmekten kaçınırlar. Çünkü kavmî-kabilevî geleneklerinin zayıflamasına, ulus toplumunun birbirinden ayrı kalmasına, düzensizliğe ve onların şahsiyetsizliğine sebep olacağından korkarlar. Kaşkaylar, olumsuz yanları olsa da milliyetçidirler ancak kendi kavim ve soylarına çok önem verirler ve onun normlarını korurlar. Aynı zamanda başkalarına da saygı duyarlar. Gençleri, yaşlıların otoritesini kabul edecek şekilde yetiştirirler. Çünkü “Yaşlıların olmadığı yerde Allah’ın yardımından eser yoktur,” inancına sahiptirler.
Sürekli hareket hâlinde olan bu kabilenin yaşam koşullarını doğal çevre belirler. Kaşkay ulusu insanları, yaşamlarını çevreleyen hava ve coğrafî koşullara bağlı olarak dirençli ve hareketlidirler. Geçmişte olduğu gibi hâlâ hayvanları binek ve yük aracı olarak kullanıyorlar. Cezalandırma hususunda kendilerine has kanunları vardır, aile reisi erkeklerdir; erkekler agresif ve çabuk sinirlenirler. Sorunları çözmek için kendi yöntemleri vardır, cinsel sapıklıkları hafife almazlar. İmanları ve dinî inançları hurafelerle iç içe girmiştir. Ahlaki erdemleri yüksektir. Bu bariz özellikleri arasında, fikrî durgunluk veya sömürüden kaynaklanan dezavantajlar da vardır.
Tarihin mesajı budur; uzun bir aradan sonra ulusun el değmemiş ve bozulmamış kültürü, şehir yaşamının tezahürleriyle yıkıma sürükleniyor. Atalarının faaliyetlerinin peşinden gitmeyenleri ve insanlığın geçmiş meseleleri üzerinde bir şey düşünmeyenleri kirletip şehir taraflarına çekmiştir. İşte bir kabilenin gelenek, görenek ve âdetlerinin unutkanlık dikenine bırakıldığı yer burasıdır.