Şair, yazar Enis Batur’dan yine şaşırtıcı, farklı bir çıkış geldi. Kitabın adı, bir ihtimal hepimizin zihninde tarihin dip dehlizlerinden gelen “Hükm-i Karakuşi” yani vehm edilmiş hükümler göndermesine odaklanabilir. Aslında yaşadığımız dönemi göz önünde bulundurarak, tamamen bir “Karakuşi Hükümler” cinnetinden geçtiğimizi kimse inkâr edemez. Ama bu kitabın sorunu, derdi başka.
Kitabın 1. Yaprağında sizi bir elmanın durup dururken kendi dalından koparak yere düşmesinin ses tanımı karşılar: “Zamanın arı sesi”! (Pomacavida diye geçiyor Yaşlı Plinius’ta.-EB)
2. Yaprağını okuduğunuzda kulaklarınızda 1669 yılında ünlü Fransız (İtalyan asıllı) besteci Jean-Baptiste Lully’nin bestelediği “Türk Marşı” çınlayacaktır:
“Bütün zamanları
biribirine karıştıran kristal küre
içinde eriyor bütün sesler renkler.” EB
Kitabın yapraklarını tek tek (tasarımı deste biçimde yapıldı) okuduğunuzda sizi hiç ummadığınız bir düş zenginliği karşılayacak. Enis Batur okuru olmanın ayrıcalığı hiçbir şeyle kıyas kabul etmez.
“Dışarıdan görünmez.
Hissetmeyi bileceksin.
Anlamalı insan: Olup bitenlerin ilk kaynağı gözün dibine oturan şey.”
EB (Karakuşi Hükümler)