Prof.Dr. Genco Berkin ve Doç.Dr. Yusuf Civelek tarafından hazırlanan Kareden Plana Modül ve Mimarlık özellikle mimarlık, iç mimarlık, peyzaj mimarlığı öğrencilerinin tasarım sırasında ölçek ve boyutlandırma konusunda yaşadıkları sorunları aşabilmeleri için yardımcı olmayı hedefliyor. Kitap okuyucunun hem modül ve ölçeklendirme konusunda bilgi sahibi olmasını hem mimarlık tarihini öğrenmesini hem de önemli mimarları tanımasını sağlayacak kurgusuyla temel bir başvuru kaynağı olma niteliği taşıyor.
Uygarlıklar başlıklı ilk bölümde Mısır, Uzakdoğu, Yunan-Roma, Bizans, Osmanlı uygarlıklarının mimarlık mesleğindeki örgütlenme ve standardizasyona gitme aşamaları inceleniyor.
akımlar başlıklı ikinci bölümde modüllerin Rönesans, Barok, Art Nouveau, Art Deco, Modernizm, Brütalizm, Minimalizm, Postmodernizm gibi akımlara olan bağlantısı ortaya konuyor.
Çağdaş mimarlık adlı son bölümde ise çağdaş tasarımlarda ekonomi ve estetik kaygılarıyla şekillenen büyüme ve çoğalma matrisleri ele alınıyor. Kentsel tasarımdan yapılara, iç mekânlardaki mutfaktan mobilyaya uzanan tasarımlarında modüller kullanmış olan Gaudi, Rietveld, Wright, Kahn, Ando, Utzon, Botta, Stirling, Bofill, Correa, Siza, Le Corbusier, Scarpa, Aalto gibi öncü mimarların yapıtlarından örnekler, özgün çizimler eşliğinde sunuluyor.
Kitabın yazarları Genco Berkin ve Yusuf Civelek’in böyle bir kitap hazırlama gerekçeleri özetle şöyle:
“... Mimarlığın bir sistem oluşturma dinamiği olduğu mimarlık öğrencilerine her derste anlatılmalıdır. Tasarım süreci, içten-dışa ya da dıştan-içe doğru yön değiştirebilir. Bu kitapta da görüleceği üzere mimarlar sadece plan üzerinden tasarım yapmazlar. Eğimli bir arazide kesitle tasarlamak bazen daha doğru sonuçlar verebilir. Hatta tüm binanın tasarımı bir mobilyadan türeyebilir. Kimi zaman da doğal ışık binayı şekillendirebilir. Merdiven, avlu veya hol üstüne vazife bilip tüm yapıyı örgütleyebilir. Fiziksel ve coğrafi etkileşimler mimarlığı verimli ve etkin kılarken ergonomik çözümler kullanım memnuniyetini ve konforu artırır. Taşıyıcı sistemlerin seçimi geometriyi, geometri akustiği, akustik malzemeyi belirler. Bu sistem ters yönde de çalışabilir. Bu noktada birçok konunun birbiriyle girift ilişkiler kurduğu görülmektedir. Mimarlık öğrencisinin bu zorlukları aşabilmesi için öncelikle yapım tekniklerini ve malzemeyi oranlama düzeninde kurgulaması gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için ‘modül’ kavramının benimsenmesi ve kavranması elzemdir.
Mimarlar heykel, müzik, resim, dans gibi güzel sanatların dallarından da beslenir. Kompozisyon oluşturma, koreografi düzenleme, senfoni yazma eylemleri mimarlığın da sahip olduğu mutlak güzele ulaşma ve düzen oluşturma fikirleriyle paralellik gösterir. Hiçbir mimarlık yapıtı gelişigüzel tasarlanmamıştır. Ressamların bir renk üzerine yoğunlaşması ya da bestecilerin bir makama takılı kalması gibi mimarlar da bir malzemeye saplantıyla bağlanabilirler. Ne olursa olsun geometrik düzenlemeler ve oran kaygıları yitirilmemelidir. Mimarlık öğretisi içinde saklı olan kurallar ve ilkeler silsilesi onun güzelliğini ve ihtişamını sağlamak için korunmalı ve yeni nesillere aktarılmalıdır. Mimar veya iç mimar, bir senfoni besteler gibi malzeme ve yapı bileşenlerini modüler sistemde kurgulamalı ve yapıyı oluşturan enstrümanların uyumunu gözetmelidir...”