Bu küçük kitapta sizlere ikinci ve üçüncü dereceden denklemlerin MÖ 2000'lerden, MS 16. yüzyıla kadar yayılan uzun ve ilginç serüveninden söz etmek istedik. Sümerler, Babilliler, Eski Yunanlar, Erken İslam Dünyası, Rönesans İtalyası gibi büyük uygarlıklar acaba neden bu denklemlerle uğraştılar?
Bu denklemlerin önemli ve vazgeçilmez bir uygulama değerleri de yok. O zaman bu uğraşın nedeni sadece entelektüel bir merak mı idi? Dindirilemeyen bir merak... Bazen hırsa dönüşen...
Ama karesi iki olan bir sayıyı bulmak isteyenler yeni dünyalar yarattılar. İkinci dereceden denklemleri çözenler, üçüncü dereceyi çözmek istedi. Üçüncüyü çözen dördüncüyü, dördüncüyü çözen beşinciyi çözmek istedi. Beşinciyi çözemeyen, neden çözemediğini anlamak istedi. Neden çözemediğini anlayan, açlıktan ölse bile başka şeyleri daha iyi anladı. Onun anladığını anlayan, daha başka şeyleri de anladı -ve matematik denilen harikalar diyarı işte biraz da böyle oluştu.