Hayatımızın ne kadarı bizim elimizdedir? Gittiğimiz yolların bizi nereye götürdüğünü hangimiz bilebilir? Sezin bir sabah kansere yakalandığını öğrenir. Tüm hayatı ve sevdikleriyle ilişkisini sorgulamaya başlar. Onların hayatındaki yerinden bir türlü emin olmaz, çareyi uzaklaşmakta arar. Eşi Aral ile sevgiliyken buluştukları sahil kasabasındaki otele yerleşir. Bir umut bekler, sevdiklerinin gelip onu bulmasını... Ancak beklenmedik olaylar gelişir.
1970'lerin Ankara'sı siyasi olaylara, cinayetlere, gösterilere, öğrenci hareketlerine sahne olur. Sezin de bu atmosferin içinde önemli bir devrimciydi. 2016'da, gittiği kasaba da devrimci dostu ve karşıt görüşten ezeli bir düşmanıyla karşılaşır. Öğrencilik yıllarında aynı kareye koyamayacağı kişilerle artık dost olmuştur. Sezin bu duruma anlam vermeye çalışırken eşiyle ilgili sırlar da gün yüzüne çıkar. İnsanların, toplumun ve siyasetin ikiyüzlülüğü ile yüzleşir. Gerçeklerle yanlışlar artık karmakarışık bir hal almıştır.
Sezin, Saygın, Veysel… Hem kendi geçmişleriyle hem de Türkiye'nin siyasal ve toplumsal tarihiyle yüzleşirler. Bir dönüşüm ve değişim başlatırlar. Karşıt görüşteki kişiler düşünsel ve duygusal bir yolculuğa çıkar. Gerçekler aydınlanır.
“Temmuz Kelebeği” ve “Tozlu Gelinlik” kitaplarının yazarından yeni bir roman… Aşk, ihanet, geçmişle yüzleşme, yaşanan darbeler, toplumsal dönüşümler, beklenmedik olaylar, siyasi cinayetler, hapishaneler, idamlar... Günümüze ve geçmişin Türkiye'sine bir yolculuk.