Harvard öğrencisi Will Andrews, şehir hayatını bırakıp “Vahşi Batı”ya, Kansas’taki Butcher’s Crossing kasabasına gelir. Batı, Andrews için rivayetler ve hayallerden oluşan bir yerdir; burada daha önce tanımadığı büyük, dönüştürücü tecrübeler yaşayacağını, kitaplarda okuduğu saf doğayla karşılaşacağını ummaktadır. Bu hayallerin peşinde, bufalo avcısı Miller’ın ekibine katılır. Ancak dört kişilik ekibin daha önce keşfedilmemiş bir vadide başlattığı av büyük bir kıyıma dönüştükçe ekip üyeleri hem birbirlerine hem de kendilerine yabancılaşacak, yolculukları amansız doğa şartları karşısında bir ölüm kalım mücadelesine dönüşecektir.
John Williams Kasap Geçidi’nde modern Amerika’nın temel mitlerinden birini, insanın açgözlülüğü ve doğayla ilişkisi üzerine şiddet dolu bir hikâye aracılığıyla sorguluyor.
“Sert ve acımasız fakat soğukkanlı diliyle Cormac McCarthy’nin de yolunu açan Kasap Geçidi, Western türünü yeniden ele alan romanların ilki ve belki de en iyisidir.”