YA DÜNYANIN EN KORKUNÇ SERİ KATİLİ BABANIZ OLSAYDI? 
 
 Güzel bir gündü. 
Güzel bir manzaraydı. 
Ceset dışında. 
 
 
Jazz sevilen bir gençtir. Şeytan tüyü var bile denilebilir. 
Öte yandan Jazz dünyanın en korkunç seri katilinin oğludur ve babası için her gün Oğlunuzu İşe Götürün Günü’dür. Jazz suç mahallerini polislerin ancak görmeyi hayal edebileceği şekilde, katilin gözlerinden görmüştür. 
Babası senelerdir hapiste olmasına rağmen Jazz’ın yaşadığı küçük, sakin kasabada ceset sayısı artarken Jazz cinayetin aile geleneği olmadığını kanıtlamak için polisle işbirliği yapmalıdır. Babasına fazlasıyla benziyor olabileceğini ise kendisinden başka kimse bilmemektedir… 
 
 
 “Canavar bir babaya sahip olmanın nasıl bir şey olduğunu irdeleyen mükemmel bir polisiye/gerilim eseri… Lyga tek başına bile yetişkin gerilim romanı olabilecek eserine Jazz’ın, babasının kötülüğüne maruz kalışının yarattığı iç çatışmaları ekleyerek ortaya derin ve parlak bir roman çıkarmış.” 
Publishers Weekly 
 
“Katil Avcısı tek farı kırılmış, tamponu kana bulanmış, direksiyonunda delinin teki olan, camlarından dışarı kahkahalar taşan, kontrolden çıkmış bir cenaze aracı gibi. Atlayın, kemerinizi takın ve yola çıkın. Açlık Oyunları’ndan sonra çıkan en iyi gençlik romanı.”
Joe Hill 
 
 “Barry Lyga kaçığın teki ve bu bizler için iyi bir haber. Katil Avcısı iyi ve kötü, genetik ve çevre ikilemlerinin arasında yol alan, sorunlu bir gencin size yol gösterdiği, karanlık bir hız treni. Kemerinizi takın ve kollarınızı araçtan sarkıtmayın.” 
Libba Bray 
 
“Bu kitaba bayıldım. Daha ilk sayfadan gizeme kapılıyorsunuz. Jazz ise Dexter Morgan’dan daha ürkünç fakat çekici bir kahraman.” 
Cassandra Clare 
 
“Jazz’ın zihninde olmak o kadar ilgi çekici ve rahatsız edici ki artık Barry Lyga’yla yalnız kalmak istemiyorum. Ama Jazz’la daha fazla vakit geçirmek istiyorum.”
Holly Black 
 
“Lyga genellikle yetişkinler için yazılan eserlerde gördüğümüz türden sürükleyici ve kanlı bir psikolojik gerilim ortaya koymuş. Gençlik edebiyatında böyle etik ikilemlere sahip kahramanlar pek görülmez. Jazz ise tam da böyle bir karakter, sürekli karanlık içgüdülerine teslim olmaya can atan bir kahraman.”