Ahmed Rifat’ın gizemli romanı Kayıp Hikâyenin Peşinde: Tesadüf-i Acibe ve Hikâye-i Garibe zamanın ve coğrafyanın sınırlarını aşarak gömülü anlatıları ve kesişen kaderleri etkileyici bir dokuyla işler. Anonim bir yazarlık hikâyesini de barındıran bu eser, eski bir Arapça el yazmasını gün ışığına çıkararak okurları, Halep’ten Hindistan’a uzanan 17. yüzyıl manzaralarında benzersiz bir yolculuğa çıkarıyor.
Eski bir bodrumda keşfedilen gizemli kitap, Bedreddin, Gülnaz ve Şemseddin’in maceralarını konu edinir. Romanda aşk, ticaret ve insan arzularının iç içe geçtiği hareketli şehirler ve ticaret rotaları da yaşamın karmaşıklığını canlı bir şekilde yansıtır.
Kalabalık pazarlardan köle ticaretine ve insan duygularının labirentine uzanan Tesadüf-i Acibe ve Hikâye-i Garibe, gerçeklikle kurmacanın sınırlarını bulanıklaştırarak insanın arayış yolculuğunu hikâye eder. Ahmed Rifat’ın bu eseri, okurları gömülü gerçeklerin gün yüzüne çıktığı ve varoluşun özünü ustalıkla takip edebilecekleri sürükleyici bir yolculuğa davet ediyor.