Kaynanalar, gelinler, eltiler, görümceler... Aralarında bazen dayanışma bazen rekabetle yürüyen, işin içine bedenin, güzelliğin, toplumsal statünün girdiği ilişkiler... Kimi zaman iltifatlarla, kimi zaman laf sokmalarla dışa vurulan beğeni, onaylama, dışlama, kıskançlık, haset gibi duygular... Kim, büyük aile hikâyesinin neresinde?
Aile dediğimiz kurum, elbette yalnızca “kan bağı”ndan ibaret değil. Evlilik üstünden kurulan aile bağlarının dinamiğini çözme amacıyla görüşmeler yapan Çamoğlu, 1923’ten 1940’lı yıllara uzanan erken Cumhuriyet döneminde süren aile ilişkilerini, kadınlar özelinde ele alıyor. O yılları görüp hâlâ hayatta olan kadınların tanıklıklarına, aynı yıllarda yazılan romanları da ekleyerek karşımıza aile üstünden incelenen bir dönem panoraması çıkarıyor. Dönemin “makbul kadın” imajlarını, inşa edilmeye çalışılan “yeni aile” ile “geleneksel aile” kodlarının çatışmasını verirken, çok katmanlı bir okumaya da imkân tanıyor.
Dikmen Yakalı Çamoğlu’nun Kaynana Ne Yaptı, Gelin Ne Dedi? ile mercek altına aldığı ilişkiler, bireysel güç arayışının toplumsal konumlara ve imkânlara göre şekillenişini göstermenin yanı sıra aile hikâyelerinin nasıl kurulduğu, kimlerin “ayrıkotu” gibi görülerek aile hikâyelerinden dışlandığı, anısı kuşaktan kuşağa aktarılanların hangi tarzda aile üyeleri olduğu gibi soruların cevaplarını da gözler önüne seriyor.