Bir kadının hikâyesi, hiçbir zaman yalnızca bir kadının hikâyesi değildir. Dünyanın bambaşka yerlerinde, bambaşka rahimlere düşenlerin hikâyeleri bile ilmek ilmek örülür birbirine.
Bir kadın istediği kadar tek başına ve bağımsız olduğunu hissetsin; kimsenin ayak izinin olmadığı, yürüdükçe kendi döşediği yepyeni bir yola çıkmış sansın kendini…
İstediği kadar bu dünyaya yalnız geldiğine, sonra da yalnız gideceğine inansın…
Önünde sonunda yürüdüğü yolda, ondan önce ve onunla aynı dünya vaktinde yürüyenlerin, düşüp kalkanların ayak izleri eşlik eder kendisine.
Bazen birinin takıldığı taşa diğeri de takılır. Bazen ondan önce yürüyenin kaldırdığı bir taş sayesinde birinin yolu açılır.
Bir kadının yolculuğu, tüm kadınların kendine hac yolculuğudur.
Kendine yürüdüğün yol, aynı zamanda tüm kadınların kendine yürümesi için yürümen gerekendir.
Ben de onlardan biriyim.
Düşe kalka, dura dinlene kendine yürüyen bir kadınım.
Bakalım, biricik ve bir o kadar da bilindik hikâyemi sevecek misin?