Kozmosta mükemmel bir şarkıydık. Yeryüzünde kozmosun şarkısını söylemeye çalışıyoruz; ama ezginin ve sözlerin bir kısmını unutmuşuz, sesimiz de detone oluyor. Aşağıların aşağısında bunu başarmanın adı Kendini Bilme, kaçışımızın adı da haritamız da odur.
Hem yeryüzünün hem gökyüzünün öğrencisiyiz. Görünendeki görünmeyen ile görünmeyendeki görünenin ardındayız. Bütün görüntüleri bilemeyiz ama daha çoğunu sezmek amacındayız. Görüntü bir bedendir, kimisi yaşayan kimisi ölüdür. Kimisi ete kemiğe bürünür âdem diye görünür, kimisi düşünce gömleği giyer gezinir. Ne beden kalır ne düşünceler hepsi daha ince ve parlak bir ışığa, nura dönüşür.
İnsanoğlu bu Dünya’da bir şuur varlığı olduğunu hatırlayıp eksikliklerini acı diye karşısına çıkan derslerinden tamamlarsa gerçekten özgür olabilir. Çoğu insan zihinsel aklıyla bu üç boyutlu gezegende kaybolmuştur. İnsanın bir özgürlük planı yapması gerekir, bunun için çok özel bilgilere gereksinimi var. Bu bilgiler normal bir felsefe de değil, kültürün, sanatın da ötesinde, bilimin de ötesinde yepyeni bir bilgi biçimidir. İşte biz buna Yol’un bilgisi, Kendini Bilme çalışması diyoruz. Bu bilgiler kadim bilgilerdir ve birçok gelenek içinde yaşatılır. Tasavvufta, Kabala’da, Şamanizm’de, Astroloji’de, Simya’da, Numeroloji’de, Tarot’ta... Bunlar sentezlenirse bir tek gövdenin var olduğu sezilir, o da Kendini Bilme gövdesidir.