Buraya kadar gelmeyi başardın. Her şey yolunda.
“Gözlerimi kapıyorum. Annemi getiriyorum gözümün önüne. Üzerinde Ela’ya hamileyken giydiği çiçekli elbise var. Saçları da uzun üstelik. Dalgalarının içine elimi sokuyorum, bana bakıp gülümsüyor. Öyle güzel ki gülümsemesi sanki dünyadaki bütün kötülükler siliniyor. Kafamı kucağına koyuyorum. Annemin bir eli benim sırtımda, öbür eliyle de başımı okşuyor yavaşça. Kalbimin acısı azalıyor biraz. Çok güzel bir uykunun başındayım. Saçımda bir el daha hissediyorum. Gözümü açıyorum. Kucağındayım. Ama annemin değil, Leyla’nın. Saçlarımı okşuyor. Başımı kaldırıyorum, gülümsüyor bana. Kalbim çok hızlı atmaya başlıyor. Korkuyorum. Ne sevmek istiyorum onu ne de ondan nefret etmek. Sadece annemi bulmak istiyorum.”
Ece Gamze Atıcı, kaybolmamak için hayal dünyasına sığınan, ölmekten çok hayatta kalmaktan korkan, yaşamı anlamaya çalışan hassas bir çocuğun en saf duygularına tercüman oluyor.
Keşke Leyla, çocuk kalbiyle yetişkinlere yazılmış bir büyüme hikâyesi…