Mevlâna’nın çağrısı açıkça İslam’a, Kur’an’a, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (Allah’ın selamı ve rahmeti üzerine olsun – asr) yoluna ve İslam’ın, Kur’an’ın anlaşılması ile aşkla yaşanmasına, Peygamberin yolundan aşkla yürünmesine yönelik olmuştur.
Mevlâna’nın düşünceleri, dikkatli ve sistematik bir bütünlük içinde incelendiğinde, bütün eserlerinin Kur'an temelli sözlerinden hareketle İslâm’ın esası olan tevhit (Allah'ın birliği) inancını dile getirmek üzere yazıldığı görülecektir.
Dolayısıyla diyebiliriz ki, Mevlâna’yı anlamak için Kur'an'ı çok iyi anlamak gerekirken, Kur'an'ı iyi anlamış olmak da Mevlâna’yı anlamayı sağlayacaktır.
Bu kitapta, Mevlâna’nın beş eseri olan Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fi-Hi Ma-Fih, Mecalis-i Sab’a ve Mektuplar’dan özlü sözler olarak seçmiş olduğum 3173 bal damlalarından toplam 2501 sözün Kur’an ayetleri temelli ve bu Kur’an ayetlerinin bir nevi tekrarının yapıldığını göreceksiniz.
Bu sonuç, Mevlâna’nın KEŞŞAF-UL KUR’AN – Kur’an’ı anlayan kaşiflerinden ve Hz. Muhammed’in (asr) sadık mirasçılarından olduğunu göstermektedir.