Bir haftada beş kilo!
Börek çörek, abur cubur, istediğiniz her şeyi yiyerek, sporla falan uğraşmadan, detoks kürleriyle koltuğunuza yayılıp televizyon izleyerek. Ne dersiniz? İzin verirseniz buraya bir gülücük bırakacağım. Çünkü bu şekilde hiçbir yere varamazsınız! Merak etmeyin, bu kitap size bir başka mucize (!) diyet yöntemi sunmuyor. Zaten öyle bir yalanla vakit kaybetmenizi, sağlığınızı tehlikeye atmanızı hiç ama hiç istemem. Şimdi bu noktada kahramanımızı tanıtma vaktinin geldiğini düşünüyorum. Karşınızda ketofasting! Ketofasting aslında ketogenic ve fasting terimlerinin birleşimi. Ketogenic ya da Türkçe adıyla ketojenik diyet çok düşük karbonhidratlı beslenme sistemini, fasting ya da Türkçe adıyla oruç ise uzun süre aç kalınan beslenme sistemini ifade ediyor. Kendisi insanlık var olduğundan beri bilinen ve çoğu zaman tedavi amacıyla kullanılan iki farklı beslenme tipinin birleşimi. Bu yöntemle bedeniniz kendi yağlarını yakıta dönüştürüyor. Bunu ise kan şekerini devreden çıkarıp yağlardan keton üreterek yapıyor. Tabii aç kalınan süre içerisinde otofaji mekanizması boş durmuyor. Bu şekilde hücreler içerisinde depoladığı hasarlı yapıları kullanarak hem sizi zayıflatıyor hem de hücrelerinizi temizliyor. Ketofasting’i bir yaşam biçimine dönüştürmenin bonusu ise Alzheimer’dan kansere, diyabetten kronik inflamasyona kadar pek çok hastalıktan korunmak ve yaşlanmayı geciktirmek. Daha ne olsun!